NEDEN VE NASIL BIR GUN HERKES MIMAR OLABILECEK?

Modernizm tasarımın kodlarıyla oynadı ve ortaya yeni bir form çıktı.

Bir mimarın hiç değişmeyen hayallerinin başında tasarım için daha çok ‘zaman’ ayırmak ve tasarlananı ‘eksiksiz’ gerçek kılmak gelir. Tüm bu değişim ve dönüşüm sürecinde, mimar için asıl olan ‘tasarım’ın mimarın odak noktasında olmasına olanak sağlamaktır.

Bu bağlamda mimarlar hızla gelişen ileri teknolojilerin değişim ve dönüşüm döngüsü içerisinde kendilerine bu hayallerini gerçekleştirme doğrultusunda en fayda sağlayacak araç ve yazılımları kimi zaman uçak sanayi, otomobil endüstrisi hatta animasyon dünyası gibi sektörlerden alıp “mis-use” kavramı içeresinde kullanarak dijital tasarım üretimi açısından önemli bir platform yarattı. Tasarımda hız ve çeşitliliğe olanak sağlayan bu farklı dijital (yazılım) platformların mimarlar için oluşumunda, sadece mimar kimliği ile yetinmeyip Mimar-Matematikçi, Mimar-Bilgisayar Mühendisi, Mimar- İnşaat Mühendisi vb. disiplinler arası mesleki kimliklerin önderliğindeki kişilerin önce lokal olarak kendi proje bazlı yazılımlarını oluşturmaları ve bunlar ile yetinmeyip bu araçları daha da ileri götürerek günümüzde 3 boyutlu yazıcılar ve robotlar ile evler bile inşa edilebilmenin önünü açtı.

Mimarların kendilerine daha rahat bir tasarım ortamı sunmak için her geçen gün daha da hızlı ve entegre bir şekilde geliştirdikleri bu tasarım ve üretim döngüsünde gelecekte artık mimarın soyso-kültürel bağlamdaki geliştirici ve çözüm üretici değişen rolü ‘Sistem Kurucu’ olma gerçekliğiyle yüzleşiyor.

 

 

Her seferinde çeşitlilik gösterebilen, bulunduğu iklimsel ve çevresel etmenlere duyarlı, proje bazlı özel çözümler üretebilen yapı sistemleri geliştirmeye doğru evirilerek tasarıma yön veren, bu kompleks algoritmalar ve parametrik veriler gelişen bilgisayar yazılımları sayesinde mimarlar tarafından tasarım sürecine daha kolay adapte edilebiliyor.

En basit örnek olarak bugün hayatımızın vazgeçilmezlerini oluşturan cep telefonlarının sistemlerine entegre edilen bazı teknolojik özelliklerle sadece bir telefon olmanın ötesine geçip bir fotoğraf makinası da olabilme özelliği kazandırılmasını verebiliriz. Bu sayede tüm cep telefonu kullanıcılarının önceden kuralları tanımlanmış bir sistem içeriğinde adeta iyi birer fotoğrafçı olabilme olanakları sağlanıyor. Yakın gelecekte buna benzer durumları belli tipolojideki mimari yapılar içinde görebileceğiz. Mimarların sistem kurucu rolü üstleneceği bu tipolojiler sayesinde ‘herkes bir gün mimar olabilecek.’

 

MELIKE ALTINISIK